Biraysel Emeklilik Sisteminde Otamatik Katılım Kanun Tasarısı
Bireysel emeklilik kanununda yapılmayı düşünülen değişiklikler için TBMM’ ne sunulmuş Kanun Tasarısında yer alan düzenlemeleri açıklamaya çalıştığımız incelememizde, değişikliklerin kritiğini yapmaktan elimizden geldiğice kaçınmaya çalıştık. Kanun düzenlemesinin alt kıvrımları ve uygulama biçimi şakillenmeye başladığında, yeni düzenlemelerin uygulama zorluk ve yararlarını, yürürlükte bulunan Bireysel Emeklilik Sözleşmelerine artı ve eksi yönlerini analiz etme niyetindeyiz.
01/08/2016 tarihinde TBMM’ ne sunulan, Bireysel Emeklilik Otamatik Katılım Kanun Tasrısının içeriği;
Yapılan açıklamaların, kanunun değişikliğine ilişkin bir tasarıya ait olduğunu ve akla gelecek birçok sorunun ileride meydana gelebilecek değişiklikler ve nihai kanunla geçerlilik kazanacağını, birçok açıklanmayan kısmın ise yasa yürürlüğe girdikten sonra alt yönetmelik ve genelgeler ile uygulama biçiminin netleşeceğini hatırdan çıkartılmadan yorum yapılmasını tavsiye ediyoruz.
- Öncelikle tasarıda ön görülen yürürlük tarihinin 01.01.2017 olacağı belirtilmekte ve ‘‘ Bu tarih itibariyle 45 yaşın altında olup tüm çalışmaya başlayanlar (madde 1) ile 45 yaşını doldurmamaış çalışanlar da ( Geçici 2. madde) otamatik olarak emeklilik planına dahil edilir.” ifadeleri yer almaktadır.
- Yukarıda anılan tasarı metninden anlaşılmaktadır ki; Sektörde konuşulduğu gibi sadece işe yeni başlayacak olan 45 yaş altı çalışanların değil, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte tüm 45 yaş altı çalışanların otomatik BES planına dağil olacağı belirtilmektedir. Ancak burada yer alan 45 yaş altı tüm çalışanlardan kasıtla işyerinde çalışan sayısına ilişkin herhangi bir ifade bulunmamaktadır. Buradan anlaşılması gereken, bir çalışandan başlayarak bütün işverenlerin 45 yaş altı tüm çalışanları için otamatik katılıma imkan veren emeklilik planına dahil olmalarıdır. Tahmini hesaplamalara göre tasarının hedef aldığı çalışanların sayısı 13 milyon kişiyi bulmaktadır. 01 Ocak 2017 itibaryle tüm işyerlerinin otamatik katılıma aynı anda geçebilmesi en azından operasyonel olarak bu sayı dikkate alındığında mümkün gözükmemektedir.
- Bu madde de belirtilen çalışanlar kelimesiyle tasarının genel gerekçe bölümünde; ” Bu itibarla, ücret karşılığı tüm bağımlı çalışanların (kamu görevlileri ve işçiler) sisteme otomatik olarak dahil edilmesi ve bu şekilde sisteme dahil edilen çalışanlara belirli bir süre içinde cayma hakkı tanınması öngörülmektedir.” ifadesiyle otoomatik katılımın kamu ve özel sektör tüm çalışanlarını kapsadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte tasarıda, sisteme otomatik katılacak çalışanların, halen yürürkülükte olan Bireysel Emeklilik sözleşmesinin bulunup bulunmadığına bakılmasına ilişkin herhengi bir ifade olmadığından, tüm çalışanlar otamatik olarak işveren tarafından açılacak olan bir emeklilik planına dahil edileceklerdir.
- Otamatik katılımda, çalışan adına işveren tarafından düzenlenen bir emeklilik sözleşmesiyle emeklilik planına dahil edilir ibaresinden anlaşılmaktadır ki; Çalışanın herhangi bir eylemde bulunmasına gerek kalmaksızın, işveren çalışanın prime esas ücretinden keseceği katkı paylarını, ücretin ödenmesini takip eden iş gününde emeklilik şirketine aktaracaktır.
- İşveren tarafından yapılacak kesinti tutarının, çalışanın prime esas kazancının %3 olacağı kanun tasarısında belirtilip ilave olarak, çalışanın talep etmesi halinde sözleşmede belirtilen tutardan daha yüksek bir tutarda kesinti yapılabileceği ifade edilmektedir. Bu ifade, basit bir örnekle, 3000 TL brüt ücreti olan bir çalışan için aylık 90 TL kesinti yapılacağıdır. Doğal olarak çalışanın kendi adına tasarruf ettiği bu meblağ o dönem için harcayabilir gelirinin o oranda azalacağı anlamına gelir. Ancak çalışanın istemesi halinde bu rakamdan daha fazla tutarlarda kesinti yapabilmenin mümkün olacağı tasarıda belirtilmektedir. Ayrıca eklemek isterizki, ödenecek katkı payları çalışanlarının ücretinden kesileceğinden, işverenlerin bu katkı paylarını vergi matrahından gider olarak indirebilmesi mümkün olmaycaktır. Kaldıki burada katkı payı ödemesini işveren değil çalışanlar yapmaktadır.
- Kanun tasarısı Madde 1 in ikinci bendinde, ‘‘İşveren bu madde uyarınca katkı payını zamanında şirkete aktarmaz veya geç aktarırsa çalışanın varsa birikiminde oluşan parasal kaybından sorumludur.” ibaresiyle otamatik katılım ile biriktirilecek tasarrufları garanti almaya ve çalışanların hak kaybının önüne geçmeye çalışmıştır. Ancak ükemiz işveren – çalışan ilişkileri düşünüldüğünde ve ödenmeyen SGK primlerinin yaygınlığı dikkate alındığında kanunun bu haliyle, uygulamasının sağlıklı işleyebileceğini söylemek pek mümkün gözükmemektedir. İşveren sorumluluğunun takibi ve yukarıdaki amaçlar doğrultusunda; ‘‘ Bu madde hükmüne göre çalışan katkı payı takip ve tahsil sorumluluğu şirkete aittir. Müsteşarlık takip ve tahsil sorumluluğunun bu amaçla yetkilendirilecek bir kuruluşça yerine getirilmesine karar verebilir. Bankalar, Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili diğer kamu kurumları ihtiyaç duyulan verileri EGM ile takip ve tahsil sorumluluğu ile yetkilendirilecek kuruluşa aktarır.” ibaresi tasarıda belirtilmektedir.
- Çalışan katkı paylarının tahsil ve takibini sağlamak adına getirilen bir diğer düzenleme; ‘‘ Çalışan katkı payı, işverenin taraf olduğu İcra ve İflas Kanunu kapsamındaki haciz ve iflas yoluyla takip bakımından işçi alacağı niteliğinde imtiyazlı bir alacaktır.İşverenler bu madde kapsamındaki yükümlülükleri bakımından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlenir. İşverenin bu madde kapsamındaki yükümülüklerine uymaması halinde, her bir ihlal için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 100 Türk Lirası idari para cezası uygulanır.” şeklinde yer almaktadır.
- Emeklilik sözleşmesi bulunan bir çalışanın iş yerini değiştirmesi durumunda, çalışanın birikimi ve kazandığı haklar yeni işyerindeki emeklilik sözleşmesine aktarılacağını belirten tasarıda, yeni iş yerinde emeklilik planın bulunmaması halinde çalışanın eski işyerinde var olan sözleşmesine isterse katkı payı ödeyebileceğini, talep etmezse sözleşmesinin sonlandıralacağını belirtmektedir. Tasarının bu hükmü uyarınca bütün iş yerlerinde otamatik katılımı sağlayacak emeklilik planı bulunmayabileceği izlenimi doğmakta ve bu ifade kanımızca belirsizlik yaratmaktadır.
Cayma Hakkı;
- ”Çalışan, emeklilik planına dahil olduğunun kendisine bildirildiği tarihi müteakip iki ay içerisinde sözleşmeden cayabilir. Cayma halinde, ödenen katkı payları, varsa hesabında bulunan yatırım gelirleri ile birlikte on iş günü içinde çalışana iade edilir.” Tasarının cayma hakkına getirdiği bu düzenleme, halen yürürlükte bulunan emeklilik kanunundaki gönüllü söleşmeler için belirlediği cayma hakkıyla aynı nitelikleri taşımaktadır. Yapılması düşünülen kanun değişiklik tasarısının Otomatk Katılım olarak isimlendirilmesinin sebebi de buradan gelmekle beraber mevcutta var olan gönüllü sözleşmelerden farklı olarak, katılımın zorunlu olmasıdır. Yurt dışı uygulama örneklerinden esinlenerek hazırlanmakta olan bu değişikliğin, sistemden çıkışlardaki oranın düşük olacağı umuduna inşaa ediliyor olmasıyla, maalesef kamu oyunda oluşmaya başlayan zorunlu BES algılaması çelişmekle kalmayıp çatışmaya doğru bir yol almaktadır. Korkarız ki bu yapısıyla mevcut yürürlülükte bulunan gönüllü bireysel emeklilik sözleşmelerini de olumsuz etkileme olasılığı bulunmaktadır. Burada kamu oyunun bilgilendirilmesiyle yetinilmeyip, pozitif anlamıyla yönlendirilmeye ihtiyaç bulunmaktadır.
- Yine varolan kanunda olduğu gibi tasarı çalışanlara katkı payı ödemeye ara verme hakkı getirmekte ancak bu hakkı Müsteşarlıkça belirlenen haller ibaresiyle sınırlamaktadır. Bu hallerin neler olabileceği hususunda tasarıda herhangi bir ibare bulunmayıp, ileride hazırlanacak yönetmeliklerle uygulamanın şekil kazanacağını düşünmekteyiz.
Kesintiler;
- Otomatik Katılım için çıkarılacak emeklilik planlarında fon işletim gider kesintisi dışında başka hiçbir kesinti yapılamayacağı tasarıda açıkça belirtilmiştir. Ancak uygulanacak fon işletim giderine ilişkin maktu veya oransal bir azami sınırdan bahsedilmemekle beraber, kanun yürürlük tarihine kadar çıkarılacak alt uygulama mavzuatında bu düzenlemelerin şekilleneceği düşünmekteyiz. Tasarıyı hazırlayan mercilerin buradaki amacının otomatik katılım için hazırlanacak planlardaki fonların tür ve nevilerinin tespit eilmemiş olmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz.
- Otamatik katılım kanun değişiklik tasarısı uyarınca, oluşturulacak olan emeklilik planlarında yer alacak olan emeklilik fonlarına, sayı sınırı getirme ve fonların içeriğini belirleme yetkisi Hazine Müsteşarlığını bağlı bulunduğu Bakana verilmiştir. Bu madde, içerik ve kapsamının ne olacağına ilişkin açıklmaya muhatçtır. Ayrıca fon tür ve adetlerine getirilecek sınıflandırma içerisinde katılımcının fon dağılımı değişiklik hakkı bulunup bulunmayacağı belirtilmemektedir. Yatırım fonlarına ilişkin mevzuat, ülkemizde SPK çerçevesinde düzenlendiğini düşünürsek, bu kapsamdaki fonların içeriğinin ilgili bakana bırakılıyor olması şeffaflık ve denetim konularında şüphelere sebep olabilir. İlave olarak; Otamatik katılım içerisinde yer alan fonlarda ileride meydana gelecek piyasa koşullarına bağlı negatif getirilerde sorumluluğun kimde olacağına ilişkin belirsizlik sebebiyle ilgili düzenlemenin hukuksal mevzuat açısından uygulanmasını güçleştirmektedir.
Otamatik Katılımda Devlet Katkısı
- ‘‘ Çalışan adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı payları üzerinden ayrıca Devlet Katkısı sağlanır.’‘ ifadesiyle, otamatik katılım yoluyla emeklilik sözleşmesi düzenlenen çalışanlara Devlet Katkı ödemesinin yapılacağı belirtilmektedir. Ancak şu anda yürürlülkte bulunan gönüllü bireysel sözleşmelerine uygulanmakta olan Devlet Katkısı uygulamalarından farklı olarak, ‘‘Çalışanın bu madde kapsamında cayma hakkını kullanmaması halinde, sisteme girişte bir defaya mahsus olmak üzere, Devlet katkısı hak etme ve ödeme koşullarına tabi olmak kaydıyla, 1000 Türk Lirası tutarında ilave Devlet Katkısı sağlanır.” Belirtilmekte olan ilk girişte verilecek 1000 Türk Lirası tutarındaki Devlet Katkısına ilave olarak; ”Emeklilik hakkının kullanılması halinde, hesabında bulunan birikimi en az on yıllık, yıllık ggelir sigortası sözleşmesi kapsamında almayı tercih eden çalışana, birikiminin %5’i karşılığı ek Devlet Katkısı ödemesi yapılır.” ifadesiyle emeklilik hakkının kullanımı sırasında, yıllık gelir sigortası yaptırma zorunluluğuna bağlı olarak ilave devlet katkısı hak edişi düzenlenmektedir.
Egemen KILIÇ