Sigortacılık Sözlüğü


A


ABONMAN POLİÇE: Emtianın değer ve miktarının yıl içinde dönemsel değişiklikler gösterdiği durumlarda uygulanan poliçelerdir. Böylece sigortalıya tam korunma ve prim tasarrufu imkanı sağlar.


ACENTE: Sigorta şirketine bağlı olarak mesleki faaliyette bulunan, yetki ve sorumlulukları, yasa, yönetmelikler ve sözleşme ile belirlenmiş sigorta aracısıdır.


AKTÜER: Yatırımlar, sigorta primi, karşılıklar gibi sigortacılıkla ilgili teknik ve finansal konularda, olasılık hesapları ve istatistik alanında uzman olan yetkili kişidir.


ALTERNATİF RİSK TRANSFER SİSTEMİ: Gerçekleşebilecek risklerin klasik sigorta sisteminden farklı bir yolla temin edilmesidir. Bu yöntem, bağlı bir sigorta şirketi kurmak olabildiği gibi, çeşitli mali araçlar kullanılarak da yapılabilmektedir.


ARACI: Sigorta ve reasürans işlemlerinde, sigorta veya reasürans şirketi adına, ilgili mevzuata göre belirlenmiş işleri yapmaya yasal olarak yetkili üçüncü kişiyi ifade etmektedir. Sigortalı ile sigorta şirketi arsında sigorta acentesi veya sigorta aracısı; sedan şirket ile reasürör arasında ise reasürans aracısı olan kişiler bu tanıma girerler.


AŞKIN SİGORTA: Poliçe sigorta bedelinin sigorta konusunun gerçek değerinin üzerinde olması durumudur. Sigorta bedeli, çeşitli sebepler dolayısıyla gerçek değerinin üzerinde beyan edilebilmektedir ancak bazı durumlarda sigortacı sigorta konusunun gerçek değerini ödemek durumunda olduğundan , sigortalı olması gerekenden fazla prim ödeyebilmektedir.


B


BAĞLI SİGORTA ŞİRKETİ: Büyük ölçekli şirketlerin, kendi sigorta ihtiyaçlarını, kendilerine ait sigorta şirketi kanalıyla teminat altına alma düşüncesinden doğmuş sigorta şirketidir. Bazı durumlarda birden fazla büyük ticari grup tarafından da kurulabilmektedir.


BANKASÜRANS: Bankaların ve benzer finansal kuruluşların sigortacılık faaliyetlerinde bulunması durumudur. Bankalar ve diğer finans kuruluşları kurmuş veya almış oldukları sigorta şirketlerinin faaliyetleri kapsamında doğrudan satış yaparak sigorta piyasasındaki rekabete farklı bir boyut getirmişlerdir.


BRANŞ: Bu terim, Yangın, Kaza, Nakliyat, Hayat gibi sigorta dallarının yanı sıra bir sigorta veya reasürans şirketinin belirli bir bölgede yada ülkede faaliyet gösteren bürosunu ifade etmekte kullanılmaktadır.


BROKER: Müşterilerinin sigorta ihtiyaçlarına yönelik olarak onlara tavsiyede bulunmak, onlar adına sigorta şirketiyle görüşmeler yapmak, hasarın belirlenmesinde sigortalı adına hareket etmek ve yetkili olduğu branşlarda sigorta şirketi adına poliçe düzenlemek, prim toplamak gibi hizmetler sağlayan, yetki ve sorumlulukları yasa ile belirlenmiş sigorta aracısıdır.


BÜTÜN TEHLİKELER: Birçok branşta uygulanan ve sigortalının alabileceği en geniş teminat biçimidir. Teminatın adı “Bütün Tehlikeler” olmasına rağmen, karşılaşılabilecek bütün tehlikelere karşı koruma sağlayan bir teminat değildir. Bu tip poliçeler, kişilerin artan sigorta ihtiyaçlarına cevap vermek üzere oluşturulmuş, nispeten yeni ürünlerdir. Poliçenin, istisnalar bölümünde, hangi tehlikelere karşı koruma sağlamadığı tek tek sayılır ve bu istisnaların dışında kalan tüm tehlikelerin teminat altında olduğu belirtilir. Bu özelliğinden dolayı bu poliçeler, “Bütün Tehlikeler” (All Risks) poliçesi olarak adlandırılmaktadır. 


BÜYÜK SAYILAR KANUNU: Homojen yapıda bir risk grubunda risk sayısı arttıkça genel olasılık yüzdelerine ya da beklenen sonuca daha fazla yaklaşılacağını ifade eden ve özellikle hasarlarda önem taşıyan bir matematik prensibidir.


C


COĞRAFİ SINIRLAR: Sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu coğrafi alandır. Örneğin, bir tekne poliçesindeki “Sefer Sahası” veya “Faaliyet Alanı” gibi terimler, o tekne poliçesinin ancak o alanlarda meydana gelebilecek hasarlar için yürürlükte olduğu anlamına gelmektedir.  


ÇİFTE SİGORTA: Birden fazla sigorta şirketinin, her birinin bir diğerinden bağımsız olarak aynı dönemlerde aynı ünite riski sigortalaması durumudur.


D


DAVA VE SAY MASFARLARI: Nakliyat Sigortaları’nda teminat kapsamındaki tehlikelerden herhangi biri nedeniyle sigorta konusuna gelebilecek zıya ve hasarı önlemek ya da azaltmak amacıyla sigortalı veya onun adına yetkili kişiler tarafından makul ölçülerde yapılan harcamalardır ve sigorta teminatı kapsamındadır.


DOĞRUDAN HASAR: Yangın, fırtına, trafik kazası, gemini karaya oturması gibi tehlikelerin doğrudan doğruya neden olduğu maddi, fiziki hasarı ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu tür hasarlar mal Sigortaları poliçeleriyle temin edilebilmektedir.


DOLAYLI HASAR: Sigorta kapsamında olan herhangi bir tehlikenin neden olduğu fiziki hasara bağlı olarak ortaya çıkan mali nitelikte hasardır. Örneğin, bir işyerinin sahibine getiri sağlayan ticari faaliyetin çıkan bir yangın nedeniyle durmasına bağlı olarak ortaya çıkan mali kayıplar dolaylı hasardır.


E


EK PRİM: Teminatın genişlemesi, riskin nitelik veya nicelik olarak artması, sigorta döneminin uzaması veya poliçe priminin ayarlanabilir olması durumunda sigortacı tarafından yapılan ilave prim yüklemesidir.


EKSİK SİGORTA: Sigorta bedelinin sigorta konusunun gerçek değerinin altında olmasıdır. Eksik Sigorta durumunda sigortalı Tazminat Prensibi’nden yeterince faydalanamamaktadır.


EKSPER: Sigorta kapsamında olan rizikonun gerçekleşmesi halinde, hasarın nedeni, niteliği ve boyutlarını tespit eden gerçek ya da tüzel kişidir.


EKSPERTİZ: Sigorta konusunun ya da sigorta edilecek olan riskin yeterli bilgi birikimine sahip uzman kişiler tarafından her yönden araştırılıp incelenmesi işlemidir. Bu işlem, söz konusu riskin sigorta edilebilirliği ve edildiği taktirde teminat şartlarının ve priminin ne olacağı konusunda da bir bilgi kaynağıdır. Aynı zamanda, bir hasar meydana gelmesi durumunda hasarın nedenlerinin ve hasarlı sigorta konusunun araştırılıp incelenerek, hasarın ödenmesi veya reddi konusunda ya da hasar miktarı konusunda da bilgi edinilmesidir.


EMEKLİLİK PLANI: Herhangi bir sosyal güvencesi olan yada olmayan, herhangi bir işte çalışan yada çalışmayan herkesin yaralanabileceği ve emekli olmasını belirli şartlara bağlı olarak sağlayan özel bir plandır.


ENTEGRAL MUAFİYET: Sigorta dönemi içerisinde meydana gelen ve belli bir miktarın altında kalan hasarın, sigortalı tarafından; hasarın bu miktarı aşması durumunda ise, tamamının sigorta şirketi tarafından ödenmesini öngören muafiyet uygulamasıdır. Sigorta bedelinin belli bir yüzdesi veya maktu olarak belirlenebilir.


FERDİ KAZA SİGORTASI: Kişinin poliçe kapsamında tanımlanan bir kaza sebebiyle ölümü, sürekli ya da geçici olarak iş görme yeteneğini kaybetmesi durumunda toplu bir para ya da belirlenmiş azami bir süre boyunca düzenli olarak gelir şeklinde tazmin edilmesini sağlayan ve genellikle yıllık olarak düzenlenen poliçelerdir. Bu poliçeler kazaya bağlı olarak sigortalının yapmak durumunda olduğu tedavi harcamalarını da temin ederler.


FİNANSAL REASÜRANS: Geleneksel reasürans kapasitesi ve tekniklerinin, çeşitli nedenlere bağlı olarak yetersiz kalması sebebiyle ortaya çıkan Finansal Reasürans, reasürörün kendisine sedan şirket tarafından ödenmiş olan prim ve elde etmiş olduğu yatırım gelirleriyle birlikte, belli şartlara bağlı olarak, Seden şirket tarafından ödenecek hasarı finanse etmesidir.


FİYAT: Sigorta veya reasürans teminatına karşılık olarak ödenecek primin hesaplanmasında esas alınan ve oran olarak ifade edilen bir terimdir. Fiyatın sigorta bedeline veya teminata uygulanmasıyla prim miktarı bulunmaktadır.


FİZİKİ TEHLİKE: Sigorta konusu şeye ait, hasar meydana getirmeye veya hasarın şiddetini arttırması ihtimalini etkileyen yapısal ya da işlevsel özelliklerdir. Örneğin, Yangın Sigortaları’nda ahşap bir binanın betonarme bir binaya göre fiziki tehlikesi daha yüksektir.


FLOTAN POLİÇE: Yangın, Mühendislik, Hırsızlık gibi mal sigortalarında, başlangıçta belirlenen bir global bedelden hareketle, bu tutar sona erene kadar taşımalara güvence sağlayan bir poliçe türüdür.


G


GELİR KORUMA SİGORTASI: Ferdi Kaza, Daimi Sağlık ve Hayat Sigortalarında söz konusu olan ve sigortalının, ölümü, işini geçici veya sürekli yapamayacak şekilde sakatlanması veya hastalanması halinde ailenin uğramış olduğu gelir kaybını belli oranda telafi eden poliçedir.


GELİR SİGORTASI: Kişiye tek bir seferde veya taksitler halinde ödemiş olduğu prim karşılığında belli bir süre yada hayatı boyunca belirli periyotlarla gelir sağlayan bir sigortadır. Klasik anlamda bir hayat sigortası olarak kabul edilmez.


GENEL GİDERLER: Herhangi bir branşa özgü olmayan, sigorta şirketinin günlük faaliyetlerini yürütmesi sırasında katlanmak zorunda olduğu personel giderleri yada işyeri kirası gibi masraflardır.


GERÇEK TAM HASAR: Sigorta konusu olan şeyin, sigorta teminatı kapsamındaki tehlikelerden birinin gerçekleşmesi sonucu tamamen kullanılamaz ve onarılamaz hale gelmesi durumudur. Bu durumda, sigorta şirketinin azami sorumluluğu, sigorta poliçesi üzerinde yazan miktar kadardır. Bir binanın tamamının veya kullanılamayacak derecede tamamına yakın kısmının yanması veya depremde yıkılması, bir geminin batması gerçek tam hasar örnekleridir. 


GERÇEKLEŞEN HASAR: Belli bir hesap yılı içerisinde ödenen hasar ile devre sonu ayrılan muallâk hasar karşılığı toplamından, bir önceki hesap yılından devreden muallâk hasar karşılığı rakamının düşülmesiyle elde edilen rakamı ifade eder.


GRUP SİGORTASI: Genellikle Hayat, Sağlık ve Ferdi Kaza Sigortaları’nda kullanılan bir sigortalama yöntemidir. Hayatı ve sağlığı sigorta konusu olan birden fazla kişinin, bir ana sözleşme ya da her biri için müstakil olarak düzenlenmiş sözleşmeler kapsamında temin edilmesi durumunu ifade etmektedir.


H


HALEFİYET: Sigortanın genel prensiplerinden olup, sigortacının, sigorta konusunun uğradığı zarardan ötürü sigortalıya ödemede bulunmasını takiben, yaptığı ödeme oranında sigortalının yerine geçmesini ve onun bütün haklarını devralmasını öngörür.


HASAR: Herhangi bir mala, eşyaya verilen fiziki zararı veya kişinin gerek bedeni, gerekse manevi zararını ifade etmek için kullanılır. 


HASAR DOSYASI: Hasarın sigortacı tarafından değerlendirilmesi ve kabul edildiği takdirde tasfiye edilmesi sürecinde hazırlanması gerekli olan, hasara ilişkin tüm ayrıntıları içeren dokümanların ve ilgili taraflar arasında yapılan tüm yazışmaların bulunduğu dosyadır.


HASAR KARŞILIĞI: Sigorta veya reasürans şirketlerinin henüz ödenmemiş haslar ile meydana gelmiş ancak henüz sigorta veya reasürans şirketinin bilgisi dahilinde olmayan hasarlar için ayırmış oldukları karşılıklardır.


HASAR MASRAFLARI: Hasar meydana geldikten sonra hasarın araştırılması, tasfiyesi, taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı takdirde hakem yada mahkeme için yapılan harcamaların bütünüdür.


HASARI ÖNLEME: Meydana gelmesi muhtemel hasarın nedenlerini araştırarak, bu nedenleri ortadan kaldırmak üzere sigortalıya tavsiyelerde bulunmak, bilgi ve donanım sağlamak ve sigorta poliçesine, tedbir öngören bazı şartlar ilave etmek gibi sigortacı tarafından alınan tedbirlerin tümü hasarı önleme faaliyetleridir. 


HASAR/PRİM ORANI: Ödenmiş ve muallâk hasarlar toplamının kazanılmış prime olan oranıdır. Ancak, hasar prim oranı hesaplanırken, bir önceki yılda ayrılmış prim rezervi ve bir önceki yıl muallâk hasarları da hesaba katılmaktadır. 


HASARSIZLIK İNDİRİMİ: Tamamlanmış bir yıllık sigorta dönemi içinde hasar meydana gelmemesi halinde, yeni yıl priminden yapılan indirimi ifade eden ve özellikle Kasko Sigortalarında kullanılan terimdir.


HAYAT SİGORTASI: Sigortanın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren kişiyi poliçe türüne göre vefat, hayatta kalma, maluliyet veya kritik hastalıklar gibi büyük risklere karşı güvence altına alan; birikim priminin alındığı durumlarda primleri yatırıma yönlendirerek, sigorta süresi sonunda toplu para ya da emeklilik hakkı tanıyan sigortadır.


HESAP/MUHASEBE YILI: Sigorta poliçesinin yürürlüğe girdiği tarih göz önüne alınmaksızın, o poliçeye ilişkin tahakkuk eden primin hesaba kaydedildiği takvim yılıdır. Bir hesap yılı içerisinde, başlangıç tarihleri farklı olan poliçelere ait primler olabilmektedir. Örneğin, bir yıldan uzun süren sigortalarda, risk devam ettiği sürece prim tahakkuk etmekte; bu primler, başlangıç tarihleri eski olan poliçelere ait olmakla birlikte, içinde bulunan hesap yılı kapsamında değerlendirilmektedir.  


HUKUKSAL KORUMA SİGORTASI: Sigortalının üçüncü şahıslara karşı veya üçüncü şahısların sigortalıya karşı açmış oldukları hukuk davalarında, sigortalının ilgili dava ile ilgili yapmak mecburiyetinde olduğu tüm masrafların temin edildiği sigortadır.


HÜKMİ TAM HASAR: Sigorta teminatı kapsamındaki tehlikelerden birinin gerçekleşmesi sonucu, hasarı önlemek için yapılacak masrafın, kurtarılacak değeri aşması veya sigorta konusu olan şeyin tahmini tamir masrafının, ekonomik maliyet sınırını geçmesi hallerinde hükmi tam hasar durumu söz konusu olmaktadır. Genellikle nakliyat sigortalarında söz konusudur. 


İ


İBRANAME: Hasar sonucunda sigortacının sigorta sözleşmesinden doğan borcunu yerine getirdikten sonra sigortalıdan aldığı ve sigortacının sigortalıya başka borcunun olmadığını belirten belgedir.


İLK ATEŞ POLİÇESİ: Malın veya tesisin toplam değeri yerine sigortalı ve sigortacının aralarında belirledikleri bir değer üzerinden sigortalanmasıdır. Bu durumda, sigortacının azami sorumluluğu poliçede belirtilen değer kadar olup, bu değerin üzerindeki hasarlar sigortacının sorumluluğuna girmez.


İŞ KABULÜ: Bir riskin sigorta edilmek üzere sigortacı tarafından kabul edilmesidir. Sigortacı, kendisine teklif edilen riski kabul veya reddetme konusunda tamamen serbesttir.


İŞ YILI: Poliçenin düzenlendiği yıldır. Sigorta muhasebesi bakımından önem taşımaktadır. Bu poliçeye ilişkin primlerin takip eden yıl içinde de (bir yıldan uzun vadeli inşaat poliçelerinde prim ödemesi, inşaat devam ettiği sürece örneğin 10 yıl sürebilmektedir) sigortacıya ödenmiş olması, iş yılı hesabı açısından bir fark oluşturmaz ve poliçenin düzenlenmiş olduğu yıla göre hesaba alınırlar. Aynı şekilde, bu poliçeye ilişkin yapılan hasar ödemeleri de, aradan geçen süre ne kadar uzun olursa olsun, poliçenin düzenlenmiş olduğu yıla göre muhasebeleştirilir.


İŞVEREN SORUMLULUK SİGORTASI: İşverenlerin, iş yerindeki faaliyetleri kapsamında meydana gelebilecek ölüm, yaralanma, meslek hastalığı ve benzer olaylar nedeniyle, kendilerine bir sözleşme ile bağlı olarak çalışan kişilere karşı, sigorta süresi içinde doğabilecek yasal sorumluluklarını teminat altına alana sigortadır.


İYİ NİYET: Bir sigorta sözleşmesinin tarafları, sigortacı ile sigortalıdır. Sigorta şirketi, sigorta edilecek olan mal, hayat veya sorumluluk konusu olan şey ile ilgili hiçbir bilgiye sahip değildir ve karşı tarafın vermiş olduğu bilgiye güvenmek durumundadır. Diğer taraftan, menfaatini sigorta ettirmek üzere teklif formunu doldurmakta olan kişi de, kendi ihtiyaçlarına yönelik ürünü belirlemede sigortacının vermiş olduğu teknik bilgiye güvenmek durumundadır. Sigorta sözleşmesinin oluşturulması aşamasında her iki taraf için de söz konusu olan ortak nokta, tamamen karşı tarafın vermiş olduğu bilgiye güvenmek durumunda olmalarıdır. Taraflardan birinin iyi niyetli olmaması nedeniyle karşı tarafa gerçek olmayan bilgi vermesi, karşı tarafı yanıltmak ve istemediği bir sözleşmeye girmesini sağlamaktır ve iyi niyet prensibinin ihlali, karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını vermektedir.


K


KAR KAYBI SİGORTASI: Bir işletmenin gerçekleşen bir riziko sonucu yoksun kaldığı karı ve yaptığı bazı ek masrafları teminat altına alan sigorta türüdür.


KARA PARA AKLAMA: Çeşitli faaliyetlerle yasa dışı yollardan kazanılmış paranın nereden ve nasıl kazanıldığının gizlenerek yasal sisteme aktarılması sürecini ifade eden terimdir.


KATASTROFİK TAHVİL: Sermaye piyasaları tarafından geliştirilmiş ve katastrofik nitelikteki risklerin yatırımcılar tarafından teminat altına alınması esasına dayanan alternatif bir risk transfer yöntemidir.


KISMİ HASAR: Sigorta konusu olan varlığın ekonomik değerini tamamen kaybetmeyecek derecede hasarlaşması durumudur. Sigorta konusu olan varlığın kısmen hasarlaşması durumunda dahi, tamir ve diğer masraflar toplamının sigorta bedeline göre yüksek bir oran tutması, diğer bir deyişle tamirin ekonomik olmaması halinde hükmi tam hasar çözümüne gidilebilir. Buna göre, bir hasarın kısmi nitelikte olup olmadığını belirleyen faktör, tamir bedelinin sigorta şirketi açısından ekonomik olmasıdır. 


KISMİ SİGORTA: Sigorta edilen menfaatin toplam değerine kadar muhtelif tarihlerde birden çok sigorta şirketine sigorta edilmesidir. Şirketler mukavele tarihlerine göre sorumludurlar.


KIYMET SİGORTASI: Sigortalının kendine ait ya da taşınması veya saklanması için kendine emanet edilen para, çek, tahvil hisse senedi ve her türlü değerli kağıdın, hırsızlık ve poliçede belirtilen diğer tehlikelere karşı temin edildiği sigortadır.


KLOZ: Poliçenin bir bölümü veya poliçeye ekli özel şarttır ve taraflar arasındaki sözleşmenin gerçek sınırlarını belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. 


KOMİSYON: Sigorta şirketlerinin prim üretimi başta olmak üzere, sigortacılık ile ilgili faaliyetlerinde şirket adına iş yapan sigorta aracılarına ödediği belli orandaki para miktarıdır. Bu oran, sigorta aracısının düzenlediği veya düzenlenmesine aracılık ettiği poliçe toplam priminin belli bir yüzdesidir. Her bir sigorta branşı için ayrı olmak üzere, farklı kademelerdeki sigorta aracılarına değişik yüzdelerde komisyonlar ödenmektedir. Sigorta şirketi ile reasürans şirketi arasındaki ilişkide aracılık eden reasürans aracısı kişi ve kuruluşlara da bir komisyon ödenmektedir ve buna reasürans komisyonu denilmektedir. 


KREDİ SİGORTALARI: Satıcının, müşterilerinin iflası ya da ödeme güçlüğü içine düşmeleri sonucu borçlarını ödeyememeleri nedeniyle uğrayabileceği mali kayıpları temin eden sigorta türüdür.


L


LEHTAR: Sigortadan faydalanan kişidir. Sigorta sözleşmesine doğrudan taraf olabildiği gibi, sigorta ettiren konumundaki diğer bir kimsenin yapmış olduğu sözleşme ile de sigortadan doğrudan veya dolaylı olarak yararlanma konumunu elde edebilir. 


LÜTUF ÖDEMESİ (EX GRATIA): Sigorta şirketinin teminata girmeyen ya da teminat kapsamında olup olmadığı tartışmalı hasarlarda yaptığı ödemedir. Lütuf ödemesi hasarın tamamı veya bir kısmı için yapılabilir. Sigorta şirketinin, kendi sigortalıları ile içinde bulunduğu iyi ilişkilerini veya ticari itibarını koruma düşüncesi, lütuf ödemesinin nedenleri arasında gösterilebilir. Bu tür ödemelerin önemli bir sonucu, rücu imkânını ortadan kaldırmasıdır. 


M-N


MAL SİGORTASI: Bir kişinin mülkiyetinde veya sorumluluğundaki, fiziki niteliğe sahip olan her türlü taşınır ve taşınmazın, ilgili sigorta branşında temin edilmiş risklere bağlı olarak, söz konusu olan fiziki hasarına karşı teminat veren ve başlıca özelliği sigorta konusunun maddi hasara uğrama olasılığı olan sigortalardır.


MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI: Çeşitli meslek sahiplerinin mesleklerini icra ederken verebilecekleri zarardan doğabilecek sorumluluğu temin eden Üçüncü Şahıs Sorumluluk Sigortası türüdür.


MEYDANA GELMİŞ ANCAK BİLDİRİLMEMİŞ HASAR (IBNR): Sigorta muhasebesi açısından oldukça önemli bir kavramdır. Belli bir dönem, genellikle hesap döneminin sonunda, sigorta şirketinin portföyünde bulunan branşlar itibariyle meydana gelmiş bir takım hasarlar söz konusu olmakta, ancak bu hasarların varlığı ve maliyeti konusunda sigorta şirketinin herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Bu tür hasarlar, “meydana gelmiş ancak bildirilmemiş” hasarlar olarak adlandırılır ve sigorta şirketi tarafından, bu hasarlar için belli bir rezerv ayrılır.  


MORAL TEHLİKE: Sigortalının tutum ve alışkanlıkları ile ilgili risk kavramıdır. Sigorta konusu olan şey üzerinde, sigorta edilebilir menfaate sahip kişi veya üçüncü şahıslarla bağlantılı olarak, ilgili riskin hasar meydana getirme veya hasarın şiddetini arttırma ihtimalini etkileyen bir durum veya davranış biçimidir. Hasarın meydana gelmesini önleme veya hasarın maliyetini azaltma konusunda gösterilen ihtimam eksikliği veya önceki devrelerdeki hasar taleplerinin adet ve miktar olarak fazlalığı, moral tehlikenin yüksekliğine örnek olarak verilebilir.


MORBİDİTE: Belirli bir nüfustaki hasta sayısının, toplam nüfusa oranıdır.


MORTALİTE TABLOLARI: Belirli bir nüfus topluluğunun gözlem altında tutulması sonucunda oluşturulan, yaşama ve ölüm istatistiklerine göre elde edilen sonuçlardan, her bir yaşta bir yıl içerisinde hayatta kalacak ve ölecek kişilerin sayısının öngörüldüğü tablolara denir.


MOTORLU ARAÇ ÜÇÜNCÜ ŞAHIS SORUMULULUK SİGORTASI: Motorlu araç sigortalarında sigortalının sadece üçüncü şahıslara karşı bedeni yaralanma ve ölüm riskleri itibariyle doğabilecek sorumluluklarını temin eden dar kapsamlı poliçelerdir.


MUALLÂK HASAR: Meydana gelmiş ve sigorta şirketi tarafından bilinen bir hasara ilişkin olarak, ileride ödenmesi muhtemel hasar ödemesidir ve bu muhtemel ödeme için ayrılan miktara da muallâk hasar rezervi denir. 


MUTABAKATLI DEĞER: Sigorta sözleşmesinin tarafları olan sigortalı ile sigortacı tarafından üzerinde mutabık kalınmış ve tam hasar halinde sigortalıya ödenecek olan bedeldir. Mutabakatlı değer, sigorta poliçesi düzenlendiği sırada belirlenmekte, poliçe süresi içerisinde meydana gelebilecek piyasa dalgalanmalarından etkilenmemektedir. Tam hasar halinde sigortalıya ödenecek olan bedelin başlangıçta belirlenmiş olması, olası bazı sigorta sahtekârlıklarının da önüne geçmektedir. Mutabakatlı poliçe, tekne ve nakliyat sigortalarında sık olarak kullanılmaktadır. 


MÜCBİR SEBEP: İnsan iradesi, gücü ve müdahalesiyle önüne geçilemeyen, deprem, yıldırım, kasırga gibi doğal afetler mücbir sebep olarak adlandırılmaktadır ve sorumluluk hukuku açısından önem taşımaktadır. 


MÜHENDİSLİK SİGORTASI: Çeşitli makine ve tesisler için vinç, asansör, elektrik donanımı, bilgisayar gibi araçların sigorta güvencesi altına alınmasını sağlayan sigorta türüdür.


MÜŞTEREK AVARYA: Gemi ve yükü birlikte tehdit eden bir tehlikeden onları korumak amacıyla, makul bir hareket tarzında olmak kaydıyla, bilerek bir fedakârlık yapılması veya bir masrafa katlanılması durumunda Müşterek Avarya hareketi söz konusudur ve bu nitelikte bir hareketin doğrudan doğruya sonucu olan zarar veya masraflar Müşterek Avarya’dır. Müşterek Avarya kapsamına giren zarar ve masraflar, gemi, yük ve navlun sahipleri arasında paylaştırılır ve bu işleme dispeç (adjustment) denir. 


MÜŞTEREK SEBEP: Birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıkan ve hasarın oluşumuna ayrı ayrı katkıda bulunan sebeplerdir. Devam etmekte olan bir fırtına ve bu fırtına sırasında tamamen başka bir nedenle başlayan yangın, bir hasarın müşterek sebebi olabilirler. 


MÜŞTEREK SİGORTA (KOASÜRANS): Bir menfaatin birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda ve aynı rizikolara karşı sigortalanmasıdır. Ancak yapılan tüm sigorta sözleşmelerinin sigorta bedellerinin toplamı, sigorta değerini aşamaz, aşan kısmı ise geçersizdir. Bu durumda, sigortacılardan her biri sigorta bedellerinin toplamına nazaran sigorta ettiği bedel nispetinde sorumlu olur.


NAKLİYAT SİGORTALARI: Yük ve Tekne Sigortaları, Navlun Sigortaları, Kıymet Sigortaları gibi birçok sigorta teminatını kapsayan sigortalardır.


NAVLUN: Deniz yoluyla taşıma ücretidir.


O-Ö


ÖDENEN HASAR: Sigorta şirketi tarafından kabul edilmiş hasar talebine ilişkin olarak, sigorta şirketi tarafından yapılan hasar ödemesini ifade etmektedir. Ödenen hasar, hasarın tamamen tasfiye edildiği anlamına gelmemektedir. Aynı hasar ile ilgili olarak, sigorta şirketi tarafından muallâk hasar karşılığı da ayrılabilmektedir. Bunun yanı sıra, bu terim belli bir dönem itibariyle tasfiyesi yapılmış hasarları ifade etmek için de kullanılmaktadır


ÖZEL RİSKLER: Sınırlı sayıda bireyi etkileyen münferit olaylar biçiminde ortaya çıkan risklerdir.
ÖZEL ŞARTLAR: Özel şartlar, sigortacı ve sigortalının üzerinde anlaştığı ve sigortalının çıkarları dikkate alınarak genel şartlara eklenen koşullardır. Özel şartların TTK’nın emredici hükümlerine ve sigortalının aleyhine olmaması gerekmektedir. Özel şartlardaki amaç, sigortalının veya sigorta edilen menfaatin durumuna ve risklere göre ihtiyaçlara cevap verebilmektir. 


P


PAKET POLİÇE: Değişik branşlara ilişkin tehlikeleri, tek bir sigorta teminatı kapsamına alana poliçe türüdür. Örneğin, Konut Poliçesi,  İşyeri Poliçesi, vb.


PERT: Sigortacılıkta pert, “per total”in kısaltılmış halidir ve tam hasar anlamına gelmektedir. Sigortalı taşınır ve/veya taşınmaz malların tamiri (veya düzelmesi) mümkün olamayacak ölçüde zarar görmesi veya tamamen zarara uğraması sonucu sigorta bedelinin tamamının veya varsa enkaz değerinin tenzili ile kalan zararın tamamının ödenmesi hali olarak da ifade edilir. Örneğin, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarında onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile taşıtın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi halinde araç tam hasara uğramış sayılır. 


PLEN: Genel olarak, sigorta veya reasüre edilmiş riskin, sigorta şirketi ya da reasürör tarafından kabul edilmiş bir bölümünü ifade eder. Büyük ölçekli risklerin sigortasında görülen, riskin sigorta şirketleri arasında dilimler halinde paylaşılması uygulamasıdır.


POLİÇE: Genellikle yazılı sigorta sözleşmesi anlamında kullanılmaktadır. Sigortacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesinin yazılı, yasal delilidir.Sigortacı ile teklif sahibinin teminat şartları ve sigorta primi üzerinde anlaşmalarından sonra, sigortacı tarafından düzenlenmektedir. Sigorta poliçesi, her iki tarafın hak ve borçlarını gösteren, sigorta bedeli, sigorta primi, primin ödenme zamanı ve yeri, sigorta konusu, risk yeri ve teminatın süresinin belirtildiği, sigortacı tarafından imzalanarak sigorta ettirene verilen, sigorta sözleşmesini temsil eden bir belgedir. Poliçelerde, sigorta branşının özelliklerine göre, sigorta şirketi ile sigorta ettirenin mutabık kaldıkları, örneğin tarafların borç ve yükümlülükleri, hasar durumunda izlenecek prosedür gibi bilgiler de bulunmaktadır.


POLİÇE DEVRİ: Poliçe üzerindeki yasal hakların devridir. Bir kişinin sigorta yaptırabilmesi için, sigortanın konusu üzerinde sigorta edilebilir menfaatinin olması önemli bir şarttır. Bu menfaatin varlığı üzerine düzenlenen poliçe üzerindeki her türlü yasal hak, sigorta ettiren kişiye aittir. Sigorta ettiren kişinin sigorta konusu üzerindeki menfaatinin sona ermesi, poliçenin geçerliliği üzerinde branşlara göre değişik etkilerde bulunmaktadır. Bazı branşlarda poliçe kendiliğinden hükmünü yitirmekte, bazı branşlarda ise poliçe, sigortanın konusunu takip ettiği için sigortalı değişikliğinden etkilenmeyerek hükmünü sürdürmektedir. Bu nedenle, poliçenin bir başka kişiye ya da sigorta konusu üzerinde menfaati ele geçiren kişiye devri, branşlara göre değişmektedir. 


PORTFÖY TRANSFERİ: Mevcut poliçelere ilişkin kazanılmamış primlerin ve muallak hasarların, bir sigorta şirketinden diğer sigorta şirketine veya bir reasürörden başka bir reasüröre devredilmesi işlemidir.


PRİM: Herhangi bir riske ilişkin olarak, sigortacının vermiş olduğu teminata karşılık olmak üzere, sigortalı veya sigorta ettiren tarafından para olarak ödenen bedeldir (brüt prim). Sigorta sözleşmesinin en önemli unsurlarından birisidir ve sözleşmenin diğer bütün şartları yerine getirilmiş olsa dahi, primin ödenmemesi, birçok durumda sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girmesini engelleyen bir durumdur. Prim, risk primine ek olarak genel giderler, komisyonlar, sigorta şirketinin bu iş dolayısıyla katlanmak zorunda olduğu tüm maliyetler ve faaliyet kârı ile yasal yükümlülükleri içermektedir. Yukarıda adı geçen risk primi ise, eldeki istatistiklere dayanılarak hesaplanmış muhtemel hasar miktarı ve hasar masraflarını karşılamak üzere hesaplanmış net prim miktarıdır. Tehlike primi olarak da adlandırılabilir. 


R


REASÜRANS: Sigorta şirketinin üstlendiği risklerin bir kısmını ülke içindeki veya dışındaki başka sigorta şirketlerine devretmesidir. Bir başka deyişle; sigorta edilmiş riskin belli bir kısmı veya tamamının yeniden sigorta edilmesidir. Sigorta şirketlerine, tek başlarına yüklenmeleri mali açıdan mümkün olmayan riskleri, sigortalama imkanı vermektedir ve bu yönüyle, sigortacı ile reasürörün dayanışmasını temsil etmektedir. 


REASÜRANS KÂR KOMİSYONU: Sigorta şirketi ile sigorta aracısı veya sigorta şirketi ile reasürans şirketi arasında, yazılan veya devredilen işlerin kârlılığına göre tespit edilen ilave bir komisyondur. 


REASÜRANS KOMİSYONU: Sedan şirketin istihsal giderleriyle bir kısım genel masraflarının karşılanması amacıyla, reasüröre devrettiği prim tutarı üzerinden aldığı komisyondur.


REASÜRÖR: Poliçeden doğan sorumluluğun bir kısmını, sedandan reasürans yoluyla devralan şirkettir.


REJİSTRO: Düzenlenen poliçe, tecditname ve zeyilnamelerin tümünün kaydedildiği yasal defterlerdir.   


RETROSEDAN: Reasürans yoluyla devraldığı riski tekrar devreden şirketi ifade eden terimdir.


RETROSESYON: Reasürans yoluyla kabul edilen işlerin, tekrar reasüre edilmesidir. 


RİSK: Zararın veya hasarın ortaya çıkmasının muhtemel olduğu durumdur.Sigorta terminolojisinde birçok anlamda kullanılmaktadır. Belirsizlik, zarara neden olan olayların meydana gelme ihtimali, sigorta edilen şey gibi anlamlarda da kullanılmakla birlikte asıl anlamı, sigorta teminatı altına alınmış olan sigortalı şeyin karşı karşıya bulunduğu tehlikelerdir. Sigortacı; riski, sigortalının bildirimine dayanarak bu riske tekabül eden bir ücret karşılığında temin eder. Şartların değişmesi sigortalıya, sigortacının isteyeceği ek ücreti ödeme zorunluluğu yükler ve bu ücret ödenmediği takdirde ise sigortacıya sözleşmeyi bozma hakkını verir.


RİSK MODELLEMESİ: Bir portföyde bulunan risklerin çeşitli senaryolar ve olasılık hesapları kullanılarak analizinin yapılması ve buradan edilen sonuçlarla, söz konusu portföy için ne tür bir reasürans programının uygun olacağının belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmayı ifade eden terimdir.


RİSK YÖNETİMİ: Bir işletmenin mal varlığını veya kazanç sağlama yeteneğini tehdit eden tehlikelerin tanımlanması, değerlendirilmesi ve ekonomik olarak kontrol edilmesi ve denetim altına alınması sürecidir.


RÜCU: Sigorta konusu olan şeyin, sigortalının herhangi bir kusuru, ihmali veya poliçe şartlarını ihlali gibi bir fiili olmaksızın, tamamen üçüncü bir şahsın eylemi ve teminat kapsamındaki tehlikelerden herhangi biri nedeniyle hasar oluşması durumunda, sigortacının, hasarı sigortalıya ödedikten sonra, sigortalının yerine geçmesi ve sigortalının, bu hasara ilişkin üçüncü şahıs nezdindeki tüm yasal alacaklarının yeni sahibi olmasıdır.


S


SAĞLIK SİGORTASI: Tıbbi yardım, tedavi ve ilaç harcamalarına karşı teminat veren sigorta türüdür.Başlı başına bir poliçe olabildiği gibi ilave bir teminat şeklinde de alınabilmektedir.Sigortalının ameliyat, uzun veya kısa süreli tedaviler, bunlara bağlı ilaç giderleri gibi tüm harcamaları azami limitlerle veya muafiyetli olarak karşılanır.


SAHTE HASAR: Kötü niyetli sigortalıların, haksız kazanç elde etmek amacıyla, kasıtlı olarak hasar meydana getirmesi veya kaza sonucu meydana gelmiş olan hasarın neden olduğu zararı, olduğundan daha fazla göstermesidir.


SAKLAMA PAYI (KONSERVASYON): Sigorta şirketinin, sigorta etmiş olduğu riske ilişkin olarak, reasüröre devretmeyip üzerinde tutmuş olduğu kısımdır.


SEDAN: Sigortalıya karşı üstlendiği sigortanın bir kısmını veya tamamını reasürans yoluyla devreden şirkettir.


SESYON: Sedan şirketin kendi üzerinde tutmayıp reasüröre devrettiği kısımdır.


SİGORTA BAŞLANGIÇ TARİHİ: Sigorta teminatının başladığı tarihtir. 


SİGORTA BEDELİ: Teminat kapsamındaki bir tehlikenin gerçekleşmesi veya sigortalının üçüncü şahıslara karşı sorumlu duruma düşmesi halinde, sigortacının ödemekle yükümlü olduğu, poliçede belirtilen ve tazminata esas oluşturan azami bedeldir. Tazminat sözleşmelerinde sigorta bedeli, sigortalının uğrayabileceği en büyük mali kayıptır. Meblağ esaslı sigorta sözleşmelerinde ise (Hayat Sigortaları gibi), sigorta bedeli teorik olarak, istenilen herhangi bir miktarda tespit edilebilir ve risk gerçekleştiği anda poliçe üzerinde yazan sigorta bedeli ödenir. 


SİGORTA EDİLEBİLİR RİSK: Bir riskin sigortacı tarafından sigortalanabilmesi için sigortalanabilir risk olması gerekir. Bir riskin sigortalanabilir olması için, hem sigorta tekniğinin hem de yasaların koyduğu sınırlar vardır. Bunlara sigortalanabilirlik normları ya da sigortalanabilir riskin özellikleri denir. Bir riskin sigortalanabilir olması için, ölçülebilir, para birimi ile değerlendirilebilir, rastlantısal olarak yani tesadüfen gerçekleşen, yasalara, örf ve adetlere ters düşmeyen, optimal frekansa ve hasar olasılığına sahip, Büyük Sayılar Kanunu’nun işlerliğine olanak sağlayan bir risk olması gerekir. 


SİGORTA KONUSU: Kaybedilmesi veya hasara uğraması halinde, üzerinde menfaat sahibi kişi/kişiler için mali kayıplara neden olan taşınır veya taşınmaz bir mal, meydana gelmesi durumunda yasal bir hakkın kaybedilmesine veya yasal bir sorumluluk oluşmasına neden olan herhangi bir olay, ölüm veya yaralanma halinde kişinin kendisi veya menfaat bağı ile bağlı olduğu kişiler için parasal kayıplara neden olabilecek bir hayat sigorta konusu olabilmektedir. Yangın poliçesi için bina veya içindeki eşyalar, nakliyat poliçesi için gemi veya taşınmakta olan yük, sorumluluk poliçesi için ilgili kişinin başkalarına verebileceği zararlar bakımından söz konusu olan yasal sorumluluğu, hayat poliçesi için sigortalı kişinin yaşamı sigortanın konusu üzerine birer örnektir. 


SİGORTA POLİÇESİ: Sigortacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesinin yazılı, yasal delilidir. Bir sigorta poliçesinde genel olarak, sigortacıyı ve sigortalıyı tanımlayıcı bilgiler, sigorta konusuna ilişkin açıklamalar, teminatın kapsamı, sigorta bedeli, sözleşmenin süresi, prim miktarı, poliçenin düzenlenme tarihi, tarafların borç ve yükümlülükleri gibi bilgiler bulunmaktadır. 


SİGORTA SAHTEKÂRLIĞI: Kötü niyetli kişilerin haksız kazanç elde etmek amacıyla sigorta şirketini bilerek, kasıtlı olarak aldatmasıdır. Poliçe düzenlenmeden önce veya sonra yapılabilmektedir. Tedbirli bir sigortacının normalde girmeyeceği sözleşmeye girmesini sağlamak amacıyla sigortacıya bilerek yanlış bilgi vermek veya önemli bir hususu gizlemek poliçe düzenlenmeden önce yapılan sahtekarlığa örnek olarak verilebilir. Poliçe düzenlendikten sonra yapılan sahtekarlığa ise, kasıtlı olarak hasar meydana getirmek (örneğin, kundaklama) gösterilebilir. 


SİGORTA SERTİFİKASI: Sigorta şirketi tarafından düzenlenerek sigortalıya verilen ve sigorta sözleşmesinin varlığına kanıt olarak kullanılabilen bir belgedir. Belge, sigortalının kimliğine ilişkin bilgiler, sigorta teminatının kapsamı ve poliçe şartları hakkında genel bilgiler içermektedir. Sigorta sertifikası, sigortanın bir şart olarak öne sürüldüğü borç alacak ilişkilerinde ve hukuki işlemlerde kullanılmaktadır ve gerekli olduğu takdirde her sigorta branşı için düzenlenebilir. Özellikle bir ana poliçe ile birden fazla kişi veya sigorta konusu için grup teminatı veren branşlarda sıklıkla kullanılmaktadır. 


SİGORTA SÖZLEŞMESİ: Sigorta ettirenin belli bir miktar prim ödemesi karşılığında sigortacının sözleşme kapsamında meydana gelen olaylara bağlı olarak, sigorta ettiren veya sigortalının uğramış olduğu para ile ölçülebilen kayıplarını telafi etmeyi taahhüt ettiği, her iki tarafın da azami iyi niyetine dayanan sözleşmedir


SİGORTA SÜRESİ: Sigortacının teminat kapsamındaki tehlikeler nedeniyle meydana gelmesi muhtemel hasarlara ilişkin sorumluluklarının devam ettiği süredir. 


SİGORTA ŞİRKETİ: İlgili kanun ve mevzuata göre sigortacılık faaliyetinde bulunmaya yasal olarak yetkili kuruluşlardır. Sigorta şirketleri, sermaye yapıları, örgütlenme biçimleri ve faaliyet alanlarına göre farklılıklar göstermektedirler.


SİGORTACI: Sigorta ettiren tarafından ödenen prim karşılığında, sigortalıya ya da tazminattan yararlanacağı belirtilmiş kişiye, rizikonun gerçekleşmesi halinde tazminat ödemeyi üstlenen kurumdur. Sigortacılık faaliyetinde bulunmaya yasal olarak yetkili kılınmış ve sigorta sözleşmesinin taraflarından biri olarak, hasar meydana geldiği takdirde, sigortalıya, sağlamış olduğu teminat çerçevesinde hasar ödeme taahhüdünde bulunan kişi veya kuruluşu ifade etmek için kullanılan terimdir.


SİGORTANIN SONA ERMESİ: Sigorta sözleşmesinin taraflar ve üçüncü şahıslar bakımından artık geçerli olmaması halidir. Sözleşmenin sona ermesi çeşitli durumlarda söz konusu olabilir. Poliçede yazılı olan sona erme tarihine ulaşılmasıyla, taraflardan birinin sözleşmede öngörülen bazı şartları yerine getirmemesinden kaynaklanan fesih hali nedeniyle, sigortalının kendi iradesiyle, sigortacının riskin ağırlaşması nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı feshiyle, bazı branşlarda rizikonun gerçekleşmesiyle, (hayat sigortalarında sigortalının ölümü, diğer bazı branşlarda tam zıya durumu gibi.) 


SLİP: Riske ait tüm detayların yer aldığı, sigorta veya reasürans plasmanında, broker tarafından kullanılan geçici belgedir. Lider Underwriter’ ın belirlemiş olduğu fiyatlar ve şartlar, diğer Underwriter’ arın o işten ne kadar hisse almış oldukları slip üzerinde belirtilir. Plasman tamamlanınca broker teminat belgesi ya da poliçeyi düzenler.


SORUMLULUK SİGORTASI: Kişi yada kuruluşların, üçüncü şahıslara karşı yasalardan ve bazı durumlarda sözleşmelerden doğan sorumlulukları nedeniyle, söz konusu olabilecek tazminat taleplerini ve bunlara ilişkin yasal harcamalarını teminat altına alan sigortalardır.


SOVTAJ: Kısaca hasarlı malın piyasada elde ettiği değerdir. Hasar tespiti sırasında değerlendirilebilecek hasarlı malların veya parçaların veya enkazın değerlendirilerek ödenecek zarar miktarından düşülebilen  kısmı olarak ifade edilir. 


T


TAHKİM: Uyuşmazlık konusunun taraflarca seçilen hakemler eliyle çözülmesidir. Sigorta şirketi ile sigortalı arasında, hasarın miktarına ilişkin anlaşmalıkların çözümü amacıyla başvurulan bir yöntemdir. Tarafların bu yola başvurabilmeleri için poliçede bu konuda bir şart bulunması gerekmektedir. Sorunların mahkeme yoluyla olduğundan daha hızlı bir şekilde çözülmesi, daha az masraflı olması ve sorunun sadece sigortalı ve sigortacı tarafından bilinip mahkeme kadar açık olmaması nedeniyle tercih edilebilir bir yöntemdir. Tahkim, sedan şirket ile reasürör arasında da, reasürans anlaşmasına ilişkin bir sorunun mahkemesiz çözümü için başvurulabilmektedir


TAM ZİYA: Sigorta konusu olan şeyin, sigorta teminatı kapsamındaki tehlikelerden birinin gerçekleşmesi sonucu, tamamen kullanılamaz ve onarılamaz hale gelmesi veya temel niteliklerini kaybedecek ölçüde hasar oluşması durumudur. Bu durumda, sigorta şirketinin azami sorumluluğu, sigorta poliçesi üzerinde yazan miktar kadardır. Bir binanın yangın nedeniyle kullanılamayacak hale gelmesi veya depremde yıkılması, bir geminin batması  tam zıya örnekleridir.


TARIM SİGORTASI: Tarım Sigortaları, ekinler, canlı hayvan, deniz ve su ürünleri, değerli hayvanlar, seracılık, yetiştirilen canlı hayvanlardan elde edilen ürünler gibi çok geniş bir alanı kapsamakta ve gerek bu sayılan şeylere yönelik maddi hasar ve can kaybı, gerekse tarım işletmelerinin bu faaliyetlerine ilişkin olarak karşılaşabilecekleri maddi kayıplar ve sorumluluklar , ilgili poliçeler tarafından temin edilirler.


TAZMİNAT: Poliçe türüne göre, sağlık giderleri, maluliyet ve kritik hastalık durumunda sigortalıya, sigortalının vefatı durumunda ise menfaattara ödenmesi gereken toplu tutardır. Ayrıca, kişinin başkalarına vermiş olduğu zarar veya başkalarına karşı doğmuş olan sorumlulukları nedeniyle, ödemek durumunda olduğu, genelde mahkeme tarafından takdir edilmiş parayı ifade eden hukuki terimdir. Bir başka deyişle; poliçeyle teminat altına alınan rizikoların gerçekleşmesi halinde lehdarlara ödenecek olan tutardır.


TAZMİNAT TALEBİ: Sigorta poliçesi kapsamında olan bir riskin neden olduğu hasarın tazmin edilmesi amacıyla, sigortalı, lehtar veya üçüncü şahısların sigorta şirketinden yapmış olduğu tazminat talebidir. Talep edilen miktar, ilke olarak sigorta bedelini aşmamalıdır. 


TEHLİKE: Hasar meydana getirebilecek herhangi bir nedeni ifade eden terimdir.


TEKLİF FORMU: Sigorta edilecek riskin her yönüyle belirlenmesi amacıyla, sigortacı tarafından hazırlanmış ve kişinin sigorta talebini içeren bir belgedir. 


TEKNİK KARŞILIKLAR: Sigorta şirketlerinin sattıkları poliçelere istinaden devam eden yükümlülükleri için ayırdıkları karşılıklardır (Yedek akçe, ihtiyat..gibi). İlgili yasal otorite tarafından ayrılması zorunlu tutulmuştur. Çeşitli isimlerle adlandırılan teknik karşılıklar vardır. Cari Riziko Karşılığı, Muallak Hasar Karşılığı, Hayat Aktüeryal Matematik Karşılığı, Hayat Kar Payı Karşılığı, Deprem Hasar Karşılığı vb. Sigorta ve reasürans şirketlerinin, sigortalılarına veya sedan şirketlere karşı yükümlülüklerini yerine getirmeleri açısından bir güvence olmakla birlikte; ilgili şirket bilançosu üzerinde ödenmiş hasar veya komisyon gibi etkide bulundukları için, şirketin ödeyeceği vergi miktarını ve hissedarlara dağıtılacak kar payını azaltmaktadırlar.


TEMİNAT: Sigorta konusu olan şeyin kısmen veya tamamen hasarlanması durumunda, hasarın, sigortalının genel prensipler ve poliçe şartları çerçevesinde tazmin edileceği konusunda, sigortacının, sigortalıya veya sigortadan yararlanan kişiye vermiş olduğu garantidir. 


TENZİL-İ MUAFİYET: Hasarın belli bir miktarının sigortalı tarafından yüklenilmesini ifade eder. Bu miktar sigorta bedelinin veya hasarın belli bir yüzdesi veya maktu bir bedel olabilir. Sigorta dönemi içerisinde meydana gelen her bir hasar için olabildiği gibi, toplam hasar miktarı için de söz konusu olabilmektedir. Tenzil-i muafiyet oranı veya miktarının yüksek olması, sigortalının ödeyeceği prim miktarını azaltan bir etkendir. 


U


UZAK SEBEP: Uzak sebebi yakın sebepten ayıran tek fark zaman faktörüdür. Hakim ve belirleyici olan yakın sebep, zaman içerisinde ortadan kaldırılabilecek iken, böyle bir tedbir alınmamakta ve hasara yol açmaktadır. Bir yangında direnci azalan duvarın bir hafta sonra rüzgar ve fırtına nedeniyle çökmesiyle meydana gelen hasarın uzak sebebi, duvarın direncini azaltan yangındır. Yakın sebebin, eldeki yeterli zaman içerisinde ortadan kaldırılmaması ve hasara neden olması durumunda uzak sebep söz konusu olmaktadır. 


V


VEFAT TABLOSU: Bir ülkenin toplam nüfusunun gözlemlenmesi sonucu elde edilen sonuçların, Hayat Sigortaları’na uygulanması amacıyla hazırlanmış tablolardır.Herhangi bir yaşta, bir yıl içerisinde kaç kişinin hayatta kalacağı veya kaç kişinin öleceği bu tablolardan hareketle tahmin edilebilmektedir.


Y


YAKIN SEBEP: Bir hasarın meydana gelmesine neden olan en etkili ve hakim sebeptir. İlk veya son sebep olabildiği gibi ikisi de olmayabilir. Yakın sebebi diğer sebeplerden ayıran en önemli özellik, hasarın oluşumuna etki ya da katkıda bulunmasının ötesinde tek başına belirleyici olmasıdır.Bazı hasarların meydana gelmesine tek bir olay neden olabilmektedir ve bu olay, doğal olarak, hasarın yakın sebebidir. 


YAZILAN PRİM: Bir sigorta şirketinin, kazanılmış ve kazanılmamış, belli bir süre içinde yazmış olduğu tüm poliçelere ilişkin toplam primini ifade eder. Reasürans yoluyla  yazılan primler de bu toplam prim içerisinde değerlendirilir.


YENİLEME: Sigorta poliçesinin (veya reasürans anlaşmasının) yürürlükte olduğu sürenin dolmasıyla birlikte, sigorta sözleşmesinde bulunan her iki tarafın iradesiyle, yürürlükteki poliçenin devam etmesini sağlayan bir süreçtir. Yıllık poliçenin bitim tarihinde aynı şirket nezdinde yeni poliçesi yapıldığında, tecdit name ismini alır. 


YÜKÜMLÜLÜK: Bir sigorta veya reasürans şirketinin borçları, teknik ve serbest karşılıkları ile öz kaynakları söz konusu şirketin yükümlülüğünü veya pasif hesaplarını, diğer bir deyişle duran varlıklarını oluşturur.


YÜKÜMLÜLÜK KARŞILAMA YETERLİLİĞİ: Bir sigorta veya reasürans şirketinin varlık değerinin yükümlülüklerini karşılayabilecek yeterlilikte olduğunu gösteren bir orandır. Şirketin sorumluluklarını karşılayabilecek ölçüde güçlü bir mali yapıya sahip olduğunun belirlenmesi bakımından önemlidir. Kısa ve uzun vadeli işler için ayrı ayrı hesaplanmakta olan “Yükümlülük Karşılama Yeterliliği”, genel branşlar itibariyle prim ve hasar esasına göre, uzun vadeli işlerde ise şirketin varlık ve sorumluluklarının yıllık aktüeryal değerlemesine göre belirlenmektedir. 


Z


ZARAR, ZİYA: Bir sigorta teminatı kapsamında, ekonomik kayıp meydana getiren bir olayın gerçekleşerek, sigortalıya yasal olarak hasar talebinde bulunma hakkını veren olay olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda, daha geniş bir ifadeyle bir portföy içinde, hasar, üretim masrafları, idari masraflar, hasar masrafları, komisyon ve diğer giderler toplamının, prim ve benzerlerinden oluşan gelir miktarını aşması durumu olarak da ifade edilebilir. 


ZEYİLNAME: Poliçenin düzenlenmesinden sonra ortaya çıkan ve sigortacının üstlendiği riskin, nitelik veya büyüklüğünü değiştiren herhangi bir durum nedeniyle poliçeye ek olarak düzenlenmiş ve aynı yasal yetkiye sahip yazılı belgedir. 


ZORUNLU SİGORTA: Kişinin, yasa dolayısıyla yaptırmak zorunda olduğu sigortadır. Kişinin üçüncü şahıslara karşı sorumlu olması durumunda, üçüncü şahısların tazminatsız kalmasını önlemek üzere, sigorta sistemi kullanılarak oluşturulmuş bir tedbir olarak düşünülmelidir.